Ateist rejimin hâkim olduğu Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Orta Asya ülkelerinde aniden çeşitli din, mezhep ve radikal dini gruplar faaliyet göstermeye başladı. Savunduğu fikirler ve benimsediği itikadi inançlar bakımından bölgede hâkim olan geleneksel Matürîdî düşünceye zıt olan Ekramiyye, Tâliban, Vehhabîlîk, İsmâilîlik, Hizbut-Tahrir, el-Kâide, Cundul-İslâm, FANO, DEAŞ gibi akımlar ilk aşamada broşürler, kitaplar, birebir anlatımlı dersler şeklinde faaliyet yürütürken, teknolojinin gelişmesiyle medya ve sosyal medyada aktif faaliyete geçerek daha geniş kitlelere ulaşma imkânı buldular. Sözgelimi, 1991-93 yıllarında Özbekistan’da Ekramîlik, Vehhabîlîk düşüncesinin bölgedeki önderleri, vaaz ve çağrılarını, hükümeti devirme teşebbüslerini videokaset yayınlarıyla geniş kitlelere anlatmaya çalışırken, bu tür yasaklı örgütler 2000’lı yıllardan itibaren hem medyada hem sosyal medyada yayın faaliyetlerini yürütmeye başladılar. Özellikle elKâide, DEAŞ, Hizbut-Tahrir örgütleri Afganistan ve Orta Doğu’da şeriat ve İslam devleti uğruna savaşacak bireyleri, bu kutsal yolda hizmet edecek aileleri medya ve sosyal medya aracılığıyla kazanmaya başladılar. Suriye ve Irak’ta DEAŞ saflarında savaşan Orta Asya’lı genç erkeklerin, kadınların, ailelerin tamamına yakını medya yoluyla örgütlenip, ilgili yerlerden maddi yardım alarak çeşitli yollardan Suriye ve Irak’a ulaştıklarını, orada “kutsal savaş”a katıldıklarını, birçoğunun canlı bomba ve mücahitlik faaliyeti içerisinde olduğunu, bu tür örgütlenmelerin medya/sosyal medya vasıtasıyla gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Günümüzde DEAŞ ve elKaide örgütlerinin medya ve sosyal medya faaliyetleri takip altında olmasına rağmen, hala Orta Asya gençlerinin önemli bir kısmı dinî vaaz ve öğretileri, çeşitli medya kanallarından takip etmektedirler. Orta Asya’da, dinî düşünce ve inanç noktasında heyecanlı olan gençler arasında, DEAŞ ve el-Kâide örgütleri eskisi kadar şöhretli olmasa bile Hizbu’t-Tahrir başta olmak üzere, başka isimlerle ortaya çıkan birkaç örgüt medya/sosyal medya aracılığıyla vaaz ve öğretilerine devam etmektedirler. Genellikle canlı yayınlanan programlarda, soru cevap faslı da mevcuttur. Neticede, Orta Asya Müslümanlarının önemli bir kısmı, sıradan Cuma vaazlarını bile resmi dini görevlilerden daha çok sosyal medyada meşhur olan bazı önderlerin vaazlarını dinlediklerini,
günlük vaazları sosyal medyada paylaştıklarını, görüyoruz.
Yakın gelecekte ise, Afganistan’ın neredeyse tamamını ele geçiren ve bölgede etkisini arttırmaya başlayan Taliban’ın ya kendi adıyla ya da başka örgüt adıyla Orta Asya medyasında/sosyal medyasında aktif olacağını, bunun neticesinde Orta Asya Müslümanları arasında bazı tefrikaların ve teolojik problemlerin ortaya çıkacağını öngörüyoruz.
Yazar: | Ali Yıldız Musahan |
Sempozyum Başlığı: | Uluslararası Din ve Medya Sempozyumu |
Yer: | Ankara |
Yayıncı: | ASBÜ Yayınları |
Tarih: | 21-23 Ekim 2021 |
Sayfa: | 50 |
ISBN: | 978-605-83569-7-9 |
URL: | https://dinvemedya.asbu.edu.tr |