Dinî Dışlayıcılık Söylemi İnşa Eden Neo-Klasik Selefî Anlayışın Eleştirisi: Dilin Epistemik Değeri Hakkında Fahreddin Râzî’ye Yöneltilen Tenkitler Özelinde Bir Değerlendirme

İlâhî metnin nasıl yorumlanacağı, özellikle de akıl-nakil çatışmasında bunlardan hangisinin önceleneceği konusunda belirli ölçütlerin olması gerektiğini söyleyen Râzî, bu bağlamda dilsel delâletin zannîliği teorisini geliştirir. Râzî’nin bu nazariyesine göre lafzî deliller; lügat bilgisinin, sarf ve nahiv kurallarının günümüze intikalinde yaşanması muhtemel olan hatalar ile mecaz, iştirâk ve nakil gibi farklı dil olasılıklarına maruz kalır. Dolayısıyla dinî metinler, karine olmadan kesin bilgi ifade etmez. Neo-klasik Selefî anlayışın öncü isimlerinden İbn Teymiyye ve İbn Kayyim el-Cevziyye, lafzî delillerin kesin bilgi değil, zan ifade ettiği görüşünü tâğût (put) olarak nitelendirip bu görüşü ötekileştirici bir üslupla tenkit eder. Bu makalede dilin zannîliği çerçevesinde üretilen dinî dışlayıcılık söylemi incelenip bu söylemin, Râzî’nin sözlerinin yanlış anlaşılmasından kaynaklandığına dikkat çekilecektir. Bu inceleme yapılırken ilk olarak dinî dışlayıcılıkla ne kastedildiği açıklanacak ve dilin zannîliği teorisinin düşünsel arka planını oluşturan sözel ve gerçek bağlama yer verilecektir. Ardından mezkur isimlerin, Râzî’nin dindarlığını sorgulama ameliyesine, sonunda ise Râzî’ye yöneltilen ithamların onu yanlış anlamaktan kaynaklandığına işaret edilecektir.

Yazar: Mehdi Cengiz
Yayın: Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi
Cilt: 7
Sayı: 2
Sayfa: 139-156
Tarih: 2021
DOI: dx.doi.org/10.12658/Nazariyat.7.2.M0129
ISSN: 2547-9415
URL: https://www.nazariyat.org/sayilar/cilt-7-sayi-2/mehdi-cengiz