Eleştirinin Eleştirisi: Bilgi Tanımı Bağlamında Hüsâm Çelebi’nin Hatibzâde Tenkidi
İslam düşüncesinin erken döneminden itibaren kelâmcılar tarafından varlık, bilgi ve değer konusu hakkında çalışmalar yapılmıştır. Kimi kelâm-felsefe kitapları varlık konusu ile başlarken, kimileri de bilgi konusu ile başlatılmıştır. Bilginin iman ile yakın ilgisi bilinmektedir. Bu yakın irtibattan dolayı kelâmcılar; bilginin tanımı, sınırları, kaynakları, imkânı gibi başlıklar etrafında kendilerine özgü bilgi felsefesi inşa etmiştir. Öznel yönü…
Larry Laudan’ın Araştırma Geleneklerinin Yöntembilimi Görüşü Ekseninde Kelâm İlminin Bilimsel Yapısı
Bilim felsefesi, genel anlamda, bilimsel faaliyetin ne olduğunu, doğru yöntemlerini ve entelektüel geleneklerin yapılarını ve hangi ilkelere dayandıklarını inceler. Aydınlanma dönemi ile birlikte deney dışı bilgi araçları bilimsel çevrelerde etkisini yitirmiş deney merkezli bilimsel ilerleme fikri ön plana çıkmıştır. Bununla birlikte bazı bilim felsefecileri bilimsel faaliyeti ve ilerlemeyi, belirli bilim adamları grubunun oluşturduğu bilimsel yapılar…
Bilginin Serüveni
Bu küçük kitapta bilgi sorunu ele alınmıştır. Bilginin ne olduğu, nasıl oluştuğu, bilgi edinirken zihin fonksiyonlarının nasıl bir rol oynadığı, bilgi türleri, bunların hakikat değerleri ve insan hayatına olan etkileri işlenmiştir. Çünkü insanın bilinçli eylemleri hep bir bilgiye göre olur. Bu kitap aynı zamanda felsefeye giriş mahiyetindedir. Felsefe alanına farklı kapılardan girilebilir. Buna göre her…
Şerhu’l-Mevâkıf’ta Kategorilerin Ele Alınışına Dair
Meşşâî gelenekte mantık ilimleri arasında değerlendirilen kategoriler konusu, İbn Sînâ (ö. 428/1037) ile birlikte ağırlıklı olarak metafizik içerisinde ele alınmaya başlamıştır. Nitekim felsefî konuları metinlerinde yoğun olarak kullanan Gazzâlî (ö. 505/1111) de kategorilere metafizik konuları arasında yer vermiştir. Müteahhirûn dönemi kelâmının kurucu ismi sayılan Fahreddîn er-Râzî (ö. 606/1210) ise cevher ve dokuz arazdan oluşan kategorilerin…
Adudüddîn el-Îcî’nin Bilgi Teorisi
Kelâm ilminin en önemli meselelerinin başında bilgi konusu gelmektedir. İslam inanç esaslarının bilinmesinde ve belirlenmesinde, iman edilmesi gerekli olan hususlarla ilgili delillendirme ve ispatlama çabalarında bilgi konusu kilit rol oynamaktadır. Her bir kelâm ekolünün sistem ve metodolojisi, o kelâm ekolünün bilgi anlayışı çerçevesinde şekillenmektedir. Kelâm ekollerinin kelâmî konulara yaklaşımı ve hüküm ortaya koymaları, doğru bilgiye…
Bir Değer Taşıması Açısından Vahiy
Yazar: Zeynep Hümeyra Koç Sempozyum Başlığı: Uluslararası Mahiyet ve Hakikat Bağlamında Vahiy Olgusu Sempozyumuz Yer: Konya Yayıncı: Konya Büyükşehir Belediyesi Tarih: 17-18 Mart 2022 Sayfa: 4 ISBN: 978-605-389-484-1 URL: https://drive.google.com/drive/folders/1ivuaTKLjzzSYF2VWPPMmFw_CHatlTdgp
Nübüvvetin İmkânının Teorik Arka Zemini: Tanrı, Evren Tasavvuru ve Bilgi Teorisi Açısından Bir Değerlendirme
Nübüvvet inancı İslam dininin Allah ve ahiret inancının yanında üç temel esasından (usûl-i selâse) biridir. Bu nedenle erken dönemlerden itibaren kelâmcılar nübüvvetin ispatına önem vermişler, Hz. Peygamber’in (sav) risâletini doğrulamaya yönelik birçok delil geliştirmişlerdir. Nübüvvetin ispatı denildiğinde akla hemen mucizeler gelse de kelâmcıların ilmi faaliyetlerine yakından bakıldığında onların öncelikle nübüvvetin imkân sağlayacak bir bilgi teorisi,…
İman ve Bilgi İlişkisi Üzerine Bir Eleştiri
Çağdaş dönemde pek çok kelâm eserinde iman ve bilgi arasında ilişki kurulması neredeyse sıradan bir durum haline gelmiştir. Pek çok araştırmacının iki kavram arasında bir şekilde olumlu bir diyalektiğin önünü açmayı amaçladığı söylenebilir. Bu sayede bilgiden imana, imandan bilgiye giden âdeta stabilize bir yol açılmış sayılır. Böylece bilgi ve düşünce temeline oturan iman tahkîkî iman…
Sûfilerin Kelâmcılara Bakışı
Tasavvuf ve Kelâm İslâm düşünce yapısının şekillenmesinde önemli roller üstlenmiş disiplinlerdendir. Farklı bakış açılarıyla İslâm’a zenginlik kazandıran bu ilimler asırlardır süregelen tartışmaları da beraberinde getirmişlerdir. Mutasavvıflar ve mütekellimler birbirlerini eleştirirken ifrat ve tefrite düşerek itidal çizgisini zaman zaman kaybetmiş, karşımıza acımasız tenkitçiler olarak çıkmışlardır. Ancak ifrat ve tefritten uzak itidal üzere olan sûfîler ve kelâmcılar…
Molla Sadrâ’da Allah’ı Bilmenin İmkânı ve O’nun Hakkında Konuşmanın Sınırları
Bu makalenin temel amacı, Allah’ı bilmenin imkânı ve O’nun hakkında konuşmanın sınırlarını dile getirmeye çalışan alternatif bir yaklaşımı ortaya koymaktır. Düşünce tarihi içerisinde Tanrı hakkında dile getirilen ve birbirinden farklı unsurlara işaret eden pek çok anlayış bulunmaktadır. Metafizik boyutu ilgilendiren hususların dilin sınırları çerçevesinde ifade edilmesindeki zorluk, bu yaklaşımların büyük oranda eksiklikler taşımasına neden olmuştur….