ulûhiyyet

Adudüddin el-Îcî’de ulûhiyyet anlayışı

” Adudüddin el-Îcî’deUlûhiyyet Anlayışı” konulu çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Allah’ın varlığının delilleri konusu incelenmiştir. İkinci bölümde Allah’ın sıfatları konusuna değinilmiştir. Bu bağlamda selbî (tenzihi), vucûdî ve ihtilaflı sıfatlar tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde Allah’ın fiilleri konusu ele alınmıştır. Bu konuyla alakalı olarak âlemin hudûsu, insan fillerinin Allah tarafından yaratılması, Tevlid, Allah’ın mümkinâtı irade…

Mâtürîdî’nin Ulûhiyyet Düşüncesi Ekseninde Tabiata ve İnsana Dair Temel Mesajlar

Ulûhiyyet anlayışı, inançla ilgili bütün tasavvur alanlarının belirleyicisi konumunda bir şemsiye kavram olma özelliğine sahiptir. Bu alanlardan öne çıkanlar, ulûhiyyet makamının insan ile iletişim biçimi olan nebevî öğreti ve bu makamın muhatabı olarak insanın bizatihî kendisidir. Allah’ın tabiat ve kullarıyla olan ilişkisinin doğru yorumunu yok sayan anlayışlar hatalı inançların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bunlar arasında…

Kelâm ilminde terâdüf

Bu çalışmada esasen bir dil problemi olan terâdüf konusu kelâm ilmi açısından ele alınmıştır. Kelâm alanında bu konuda herhangi bir çalışmanın yapılmamış olması, böyle bir araştırmayı gerekli kıldığı açıktır. Konuyu temellendirmek ve tarihsel boyutunu görmek için Arap dilcileri tarafından meseleye nasıl yaklaşıldığını ortaya koymak önemlidir. Bu nedenle araştırmada terâdüf kavramının lügavi ve terim anlamları, tarihte…

Ebû İshâk es-Saffâr’ın ulûhiyyet anlayışı

Bu çalışmada, Hanefî-Mâtürîdî kelâm anlayışın önemli bir temsilcisi olan Ebû İshâk Zâhid es-Saffâr’ın ulûhiyyet anlayışı konu edilmiştir. Saffâr, Maveraünnehir bölgesinin Buhara şehrinde ilimle iştigal eden bir ailenin bireyi olarak yaklaşık olarak 450/1058 yılında doğmuş, burada eğitim görmüş, bazı siyasi sebeplerle Merv şehrinde bir dönem sürgün hayatı yaşamış ve sürgün sonrası geri döndüğü Buhara’da 534/1139 yılında…

Ehl-i Sünnet Kelâmcılarına Göre Terâdüf

Bu çalışmada terâdüf (eşanlamlılık) konusu, kelâm ilmi –özellikle Ehl-i Sünnet kelâmcıları– açısından ele alınmıştır. Konu, esasen bir dil problemi olması nedeniyle Arap dilcilerinin görüşleri öncelikle ortaya konulmuştur. Bu bağlamda terâdüfün sözlük ve terim anlamı, dilcilerden terâdüf taraftarları ve karşıtlarının görüşleri ve delilleri, terâdüfün ortaya çıkışı, terâdüfü doğuran sebepler, terâdüfün çeşitleri gibi konulara değinilmiştir. Terâdüf konusu,…