İtikadi mezhepler arasındaki en temel tartışma konularından birisi, insanın dine taalluk eden eylemleri söz konusu olduğunda, ilahi fiillerin gerçekleşmesine esas teşkil eden mananın nasıl tanımlanacağı problemidir. İnsan, dine uygun ameller işlediğinde Allah’ın da bunu destekleyecek fiiller yapması gerektiğine inanan Mu’tezile “zorunluluk” fikrine ulaşırken, gerekçe ne olursa olsun Allah’ın hiçbir şeye mecbur olmadığına inanan Eş’arîler “keyfilik” olarak anlaşılabilecek bir yaklaşımı benimsemişlerdir. Kanaatimizce itikadi mezheplerin, aynı inanç paradigması içinde olsalar bile belli bir konuda iki uç noktada konumlanmalarının temel sebebi arkasında siyasi, kültürel ve sosyal faktörlerin olduğu mezhebi asabiyettir. Mezhebi asabiyetin doğal sonucu, Kur’an’ın mevzubahis konudaki hükümlerini bütünlük içinde ele almada gösterilen zafiyettir. Bu çalışmada, Mu’tezilîler ile Eş’arîlerin, insanın dine taalluk eden amelleriyle ilgili olarak gerçekleşen ilahi fiillere dair yaklaşımları hülasa bir şekilde ele alındıktan sonra, Kur’an’ın bu konudaki yaklaşımına yer verilecektir. Kur’an’ın bu husustaki yaklaşımını belirlemek üzere önerdiğimiz kavramsal çerçevenin, mezhebi refleksler sebebiyle göz ardı edilen bütüncüllüğün korunmasında işlevsel olduğunu düşünmekteyiz.
Yazar: | Mahsum AYTEPE |
Yayın: | Beytulhikme An International Journal of Philosophy |
Cilt: | 13 |
Sayı: | 2 |
Sayfa: | 191-210 |
Tarih: | 2023 |
DOI: | 10.29228/beytulhikme.65746 |
ISSN: | 1303-8303 |
URL: | https://beytulhikme.org/index.jsp?mod=makale_tr_ozet&makale_id=65746 |