Kur’an’ın Birey Vurgusu

Donatıldığı yetiler itibariyle “ahsen-i takvîm” olarak nitelendirilen insan, âlemdeki varlıklar içinde ayrı bir değere ve öneme sahiptir. İnsana verilen akıl, irade, kudret vb. yetiler onun sorumluluğunun da temel sebebidir. Zira Allah, insandan hayatı boyunca varlığını
gerçekleştirmesi yoluyla gerçek ve etkin bir özne olmasını istemektedir. İslam dini, insanın sahip olduğu bu gerçekliğe uygun olarak bireyi ve bireyselliği, en önemli değer olarak öncelemiştir. Gerçek ve etkin bir özne olmanın ise temel iki şartı bulunmaktadır. Bunlardan ilki varlığını borçlu olduğu Allah’ı tanıması, diğeri ise “ahsen-i takvim” olarak nitelenen yüksek yetilerini kendine, diğer insanlara ve doğaya karşı sorumlulukları çerçevesinde gerçekleştirdiği bir yaşama dönüştürmesidir. İnsanın varoluş amaçları Allah tarafından belirlenmiş ancak bu amaçların gerçekleştirilmesi tamamen insana bırakılmıştır. İnsanın yeteneklerini keşfetmesi, varlık âleminde önemli bir özne olduğunun farkına varmasıdır. İslam’ın geldiği zaman diliminden önce baskın olan geleneksel kabile kültürünün şekillendirdiği toplumsal yapıda birey, tek başına bir değer ifade etmediği gibi bireyin tüm tercihlerinin ve eylemlerinin mensubu olduğu kabilenin istekleri ve menfaatlerine göre şekillendiği görülmektedir. Hz. Peygamber bu katı cemaatçi anlayış yerine bireyin özgürlüğüne ve sorumluluğuna dayalı bir zihniyeti egemen kılmaya çalışmıştır. Bu amaçla Hz. Peygamber’in Kur’an-ı Kerim’in ilkelerinden hareketle gerçekleştirmeye çalıştığı en kapsamlı ve köklü değişim, asabiyet merkezli kabile bağlarından oluşan toplumsal yapının etkisinin kırılmasına yöneliktir. Bu tebliğde Kur’an bağlamında bireyin mahiyeti, önemi ve etkinlik alanı çeşitli boyutlarıyla ele alınacaktır/irdelenecektir.

Yazar:Yaşar ÜNAL
Sempozyum Başlığı:IV International Conference of Scientific Research
Yer:Ankara
Yayıncı:ISPEC Yayınevi
Tarih:2021
Sayfa:189
ISBN:9786057129444
URL:https://www.ankarakongresi.org/