Bu çalışmada kolay ezberlenmesi ve öz bilgiler içermesi sebebiyle tercih edilen türlerden birisi olan kaside nazım şekli ile yazılmış Silkü’d-Dürr isimli manzum kelam metninin kelâm ve edebiyat geleneği içerisinde nerede durduğu tespit ve tahlil edilmeye çalışılmıştır. İslâmî ilimler tedris edilmeye başlandığı ilk yüzyıllardan itibaren farklı telif türlerinde kaleme alınarak aktarılmıştır. İlk olarak nesir ile başlayan bu sürece daha sonra nazımlar da eşlik etmiştir. Kolay ezberlenmesi, akılda kalması, mûcez olması ve benzeri sebeplerle nazım telif türü çokça tercih edilir olmuştur. Nazım türleri içerisinde en çok kaside ve urcûze türü ön plana çıkmıştır. Bu teze konu olan Silkü’d-Dürr de kaside türünde kaleme alınmış bir kelam metnidir. İlk bölümde Silkü’d-Dürr’ün aidiyeti, nüshaları, nüshalar arasındaki farklar ve metnin ortaya çıkarılmasında takip edilen yöntem üzerinde durulmuştur. Nüshalardan birinin zahriyesinde yer alan ve Silkü’d-Dürr’ün Molla Hayâlî’ye ait olduğunu ifade eden kayda binaen öncelikle ona ait olup olmadığı araştırılmıştır. Bu araştırma yapılırken Molla Hayâlî’nin hayatı farklı kaynaklardan yola çıkılarak incelenmiştir. Eserleri arasında Silkü’d-Dürr olup olmadığı bilgisine ulaşmak için kütüphanelerden ve bibliyografik eserlerden hareketle ona ait olan ve ait olmadığı halde ona nispet edilen eserler tespit edilmiştir. Bunun yanında Molla Hayâlî’nin eserleri ile Silkü’d-Dürr arasındaki benzerlik oranı incelenmiştir. Daha sonra Silkü’d-Dürr’ün Amasya Beyazıt Kütüphanesi ve Süleymaniye Kütüphanesi Laleli koleksiyonunda yer alan nüshaları tavsif edilmiştir. Nüshalar arasındaki farklılıklara değinilmiş, eksik olan kısımlar belirlenmiştir. Bu bölüm sona erdirilmeden tahkikte kullanılacak yöntem ve tahkik esaslarına değinilmiştir. Tezin omurgasını oluşturan ikinci bölümde kelâm literatürü içerisinde Silkü’d-Dürr’ün yeri tespit edilmeye çalışılmış ve muhteva tahlili yapılmıştır. Bu bağlamda öncelikle mensur kelâm eserlerinin ilk örnekleri tespit edilmiştir. Daha sonra kaside nazım türünün gelişimi ile kaside türünde kaleme alınmış ilk kelâm metinleri, en meşhur kelâm kasideleri, Osmanlı Devleti zamanında telif edilmiş ama az bilinen kelâm kasideleri akademik yayınlardan yola çıkılarak anlatılmıştır. Muhteva tahlilinde ise Silkü’d-Dürr’ de yer alan görüşler üzerinden ilerlenmiştir. Tüm görüşlerin incelenmesi bu tezi aşacağından ve gereksiz tekrar olacağından dikkat çeken görüşlere bunların delillerine ve itirazlarına yer verilmiştir. Daha önce kelâm geleneğinde kimler tarafından zikredildiği de belirlenmeye çalışılmıştır. Bu noktada Şerhu’l-Mevâkıf ve Şerhu’l-Makâsıd gibi klasik eserlerden yararlanılmıştır. Silkü’d-Dürr’ün tahkikinin yer aldığı son bölüm ile teze nokta konulmuştur. Tahkik esnasında İsam Tahkikli Neşir Kılavuzu esas alınmıştır.
Yazar: | ZİYA ÇETİNTAŞ |
Tür: | Yüksek Lisans |
Üniversite: | İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi |
Danışman: | PROF. DR. MUSTAFA SİNANOĞLU |
Yayın Yeri: | İstanbul |
Tarih: | 2021 |
Sayfa: | 132 |
URL: | https://tez.yok.gov.tr |