Deizm ve Kelam Açısından Tanrı Tasavvurları Bağlamında Nübüvvetin İmkânı Meselesi
Bu çalışmada İngiliz deizmi özelinde, vahiy konusunda deist düşünce tarafından ortaya konan argümanların, klasik kelâm ekolleri açısından bir analizi yapılmaktadır. Deizm, sadece insan aklından hareketle oluşan doğal dinin, vahye dayalı olarak var olan kurumsal dinlerden daha tam ve mükemmel olduğunu ileri sürmektedir. Bu düşüncelerini temellendirmede Tanrı’nın mükemmel ve değişmez olduğu iddiasından hareket ettikleri görülür. Bu…
Fahreddin Er-Râzî’nin Kelam-Felsefe ve Tasavvuf Arasındaki Düşünsel Gelgitleri
Nevi şahsına münhasır bir düşünür olan Fahreddin er- Râzî, disiplinler arası özgün düşünceleri ile ön plana çıkmıştır. O, öğrenmeyi transkripsiyon bir gereklilik olarak görmüş, keyfiyet ve kemiyetine bakmaksızın birçok alanda eser telif etmiştir. Râzî’nin en fazla iştigal ettiği disiplinlerin başında kelam, felsefe ve tasavvuf gelmektedir. Kelam yaparken felsefî bahisleri araştırmış meramını anlatmak için de tasavvuf…
Vahyin Bilimsel Temellendirme İmkânı
Müslüman düşüncesinde nübüvvet ve dinin diğer alanları ile ilgili klasik söylemler 19. ve 20. yüzyıllarda Batı kaynaklı felsefi düşüncelerin baskısı sebebiyle yeni bir söylemle dillendirilmeye başlanmıştır. Batı’nın pozitif bakış açısıyla İslam’a ve özelde nübüvvetle ilgili konulara yönelttiği eleştiri ve saldırıları karşısında yakın dönemdeki alimler nübüvvetin gerekliliğini ve nübüvvete duyulan ihtiyacı akli yönden ispatlamaya çalışmışlardır. Müslüman…
İslam Kelamı ve Felsefesi Açısından Dua: Mâtürîdî ve Âmirî Örneği
Din ve felsefenin ortak ilgi alanlarından biri de duadır. Allah ve insana bakan yönü olması hasebiyle dua teoloji, ahlâk ve psikoloji gibi birçok farklı sahanın da konusu veya meselesi haline gelmiştir. Allah-insan ilişkisi açısından değerlendirildiğinde duanın her iki tarafa yönelik imanî (tevhid), amelî (pratik) ve ahlakî boyutlarının olduğu da açıktır. Dolayısıyla duanın mâhiyeti nedir? Dua…
Yusuf Ziya Yörükân’ın Kelam İlmine Dair Bazı Görüşleri
Yusuf Ziya Yörükân, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyetin kuruluş yıllarına geçişte Kelâm, Mezhepler Tarihi ve Din Eğitimi gibi disiplinler üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınmış bir bilim insanıdır. Kelâm ilmi açısından bakıldığında onun eserlerinde söz konusu ilmin tanıtılması, klasik kaynaklarının modern bir bakışla tekrar değerlendirilmesi ve İslâm inançlarının aslî kaynaklara göre belirlenmesi konuları üzerinde durduğu görülmektedir. Yörükân, Kelâm…
Dinamik Bir İlmî Anlayışın İnşası Açısından Niçin Ebû Hanîfe’den Başlanılmalı?
Ebû Hanîfe (öl. 150/767), Müslüman düşünce tarihinin en önemli bânilerindendir. Çünkü o, tüm renk ve tonlarıyla akılcı düşünce biçiminin şemsiye ismi olan “Ehl-i re’y” geleneğinin tartışmasız reisi olarak kabul görmüştür. Bu kabulün kökenlerini, onun yaşadığı zaman diliminde aramak gerekir. Bu zaman dilimi de Müslüman düşüncenin metodolojilerinin teşekkül etmeye başladığı tâbiîn asrıdır. Kaldı ki Ebû Hanîfe,…
Şerhu’l-Mevâkıf Üzerinden Çağdaş Kelamcıya Bir Soru: Bir Kelamcı Neyi Bilir/Bilmelidir?
Kelam ilminin tartışmasız abidevî yapıtlarından (opus magnum) biri Şerhu’lMevâkıf’tır. Bu eseri kaleme alan Seyyid Şerif Cürcânî (ö. 816/1413) de kuşkusuz kelam tarihinin büyük kelamcılarından biridir. Hatta bazılarına göre o yüksek seviyede kelam yapan silsilenin son halkasıdır, kelam yapmanın hakkını veren son isim.1405’te yazılan Şerhu’l-Mevâkıf XIV. yüzyılda esaslı bir kelamcının neleribildiğini, kelam yaparken hangi ilimlere müracaat…
Deizm bağlamında nübüvvete yapılan eleştiriler
İnsan pek çok üstün özellik ve yetenek ile donatılmış bir varlıktır. Ancak insan bu üstün yetenekleri yanında zayıf iradeli ve kötülüğe eğilimli de bir varlıktır. Bu nedenle insanı düşünce ve davranışlarında doğru yola iletecek bir rehbere ihtiyaç vardır. Allah kullarını akılları ile tek başına bırakmamış peygamberler ve ilahi kitaplar göndererek onlara doğru yolu göstermiştir. Nübüvvet…
Şaban Ali Düzgün’ün kelami problemlere yaklaşımı ve Türkiye’deki kelami çalışmalara katkıları
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı başkanı ve Fakülte Kurulu üyesi olan Şaban Ali Düzgün ayrıca Kelam Araştırmaları Dergisi’nin kurucu editörüdür; Arapça, İngilizce ve Almanca bilmektedir; başarılı bir akademik hayata sahiptir. İnsan değişen ve gelişen bir canlıdır. Zaman; yaşantıyı, kuralları, ihtiyaçları, toplumları değiştirir ve dönüştürür. Bir nesilde garipsenen bir durum sonraki nesilde gayet normal…
Son dönem bazı Osmanlı âlimlerine göre Müslümanların gerileme nedenleri
Hâlâ güncelliğini koruyan dünya Müslümanlarının geri kalmışlığı meselesi, Osmanlı devletinin gerek siyasi gerekse askeri ve ekonomik anlamda gerilemeye başlamasıyla hissedilmiş ve bu durumda ilk olarak askeri alanda Batı örnek alınarak yeni bir düzen oluşturulmaya çalışılıp gerileme engellenmek istenmiştir. Resmi olarak gerilemeyi başlatan olay olan Karlofça Antlaşması sonrası; III. Selim’in askeri alanda batı tarzı düzenlemeler yapmak…