Nazar ve Nazarlık Meselesinin Kelâmî Açıdan Tahlili
Nazar ve nazarlık olgusu insanlık tarihi kadar eskidir. Bu olgu ilkel toplumlardan medeni toplumlara, pagan kültürün hâkim olduğu kültürlerden vahyin şekillendirdiği kültüre mensup milletlere kadar hemen her zamanda ve her toplumda var olagelmiştir. Bu gerçeği yazılı ve sözlü kültürün yanı sıra nazardan korunma amacıyla yaygın olarak kullanılan simgelerden de anlamak mümkündür. Söz konusu simgelerin kullanılmasındaki…
Halk Sağlığı Tedavi Uygulaması Olarak Rukye
İslam tıp tarihinde Müslümanlar, maddi ve manevi hastalıkların tedavisi için kendilerinden öncekilerden tevarüs ettikleri tedavi yöntemlerine ek olarak yeni tedavi yolları ve yöntemleri geliştirmişlerdir. Maddi ve bedeni hastalık ve yaraların tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaç ve ameliyat uygulaması ön plana çıkarken manevi ve ruhsal hastalıkların tedavisinde ise rukye denilen -dini metinlerin ve kabul olunduğu düşünülen…
İmamda “Sağlık” Şartı Üzerine Bir Değerlendirme
İslam İnanç Tarihi’nde geçmişten günümüze kadar üzerinde en fazla konuşulan ve tartışılan konuların başında devlet başkanlığı meselesi yer almaktadır. Bu mesele Şiî fırkalarda imamet olarak adlandırılırken, Şia muhalifi fırkalarda hilafet başlığı adı altında incelemeye tabi tutulmuştur. Düşünce ekollerinin oluşumları üzerinde de büyük etkisi olan imamet/hilafet konusu öyle ki tarihi süreçte bazı ekollerin inanç esası haline…
Allah’ın eş-Şâfi İsmi Bağlamında Hastalık ve Şifâ
Tüm maddî özelliklerden münezzeh olan Allah’a iman, O’nun isim ve sıfatlarını tasdîk etmekle doğrudan ilişkilidir. O’nun sıfatlarının isimlerinden müştak olması/türemesi, imanın Allah’ın isimlerine doğru yaklaşımla yakın ilgisini ortaya koymaktadır. Ancak, zât-ı ilahî’nin biricik ve aşkın/muteâl olduğunu vurgulayan naslar, ilahî isimlere dair söylenmiş ve söyleneceklerin mutlak manada tamlıkla nitelenemeyeceğini göstermektedir. Makbûl bir imanla rızâ-i ilâhiye ulaşmanın…
Cehennem Ehlinin Durumu ve Azabın Ebedîliliği ile İlgili Tartışmalara Malkaralı Nev’î Efendi’nin Yaklaşımı
940 (1533-34) yılında Malkara’da dünyaya gelen Nev’î Efendi genç yaşlardan itibaren ilmî ve tasavvufî bir çevrede yetişmiştir. Babası Pîr Alî, Halvetiyye tarikatına mensup ve Süleymaniye meşâyihinin önde gelen isimlerinden birisidir. Nev’î Efendi’nin yaşadığı dönem de İbnü’l Arabî’nin (ö. 638/1240) tartışmalara mevzu olduğu bir dönemdir. Kendisinden birkaç dönem önce başlayan tartışmalarda Burhanüddîn İbrâhîm b. Muhammed el-Halebî…
Materyalizmin Din ve Tanrı Tasavvuruna Yönelik Filibeli Ahmet Hilmi’nin Getirdiği Eleştiriler
Bu çalışmada materyalizmin tarihsel süreç içerisinde madde üzerinden din ve tanrı anlayışı tespit edilerek, bu anlayışa karşılık Yeni İlm-i Kelâm dönemi kelamcılarından biri olan Filibeli Ahmed Hilmi’nin (öl. 1914) karşı görüşleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak materyalizmin kısa bir tarihine değinilmiş ve ardından Filibeli’nin görüşleri verilmiştir. Materyalizm, İlkçağ döneminden itibaren düşünce hayatında kendine…
Kādî Abdülcebbâr’ın İman Anlayışı Bağlamında Mu‘tezilî Kelâm Düşüncesinin Farklılaşması
Çalışmamız Mu‘tezilî düşüncenin farklılaşması kapsamında Kādî Abdülcebbâr (öl. 415/1025)’ın kelâmî görüşlerine odaklanmayı hedeflemiştir. Bu bağlamda ekolünün el-menziletü beyne’l-menzileteyn prensibi altında iman anlayışını örneklem olarak irdelediğimiz Kādî Abdülcebbâr, selefleriyle bazı yönlerden farklılaşarak ayrışmakta ve en önemlisi de ekolünün iman anlayışını yeniden şekillendirmeye çalışan yorumlarda bulunmaktadır. Kelâm alanına dair te’lîf etmiş olduğu el-Muğnî, el-Muhtasar fî Usûli’d-Dîn, Fadlu’l-İ‘tizâl,…
Gazzâlî Sonrası Felsefe Eleştirisi: Şihâbeddîn Ömer Sühreverdî Örneği
İslam düşüncesinde felsefe eleştirisi Gazzâlî ile beraber büyük bir kırılma yaşamıştır. Bu kırılmanın yansımaları ise günümüze kadar devam etmiş, felsefe eleştirisinin Gazzâlî ile birlikte zirveye ulaştığı genel bir kabule dönüşmüştür. Ancak bu genel kabul kendisinden sonra felsefe eleştirilerine dair başka çalışmaların yapılmadığı veya felsefenin tam anlamıyla İslam düşüncesinde etkisini kaybettiği anlamına gelmemektedir. Bunun en önemli…
Mâtürîdî ve Nesefî’nin Âhiret Ahvaline Yaklaşımlarının Mukayesesi
Mâtürîdî kelâm ekolünün ikinci büyük kurucusu sayılan ve mezhebi sistemleştirme noktasında Eş‘arî ekolündeki Bâkıllânî ve Gazzâlî konumunda olan Ebü’l-Mu‘în en-Nesefî, genel olarak Mâtürîdî’nin çizgisini sürdürmüş ve ona muhalefet etmemiştir. Bununla birlikte Nesefî’nin âhiret anlayışına yönelik olarak yaptığımız araştırmamızda onun bazı hususlarda Mâtürîdî’den farklı düşündüğünü müşahede ettik. Bu noktadan yola çıkarak hazırladığımız bildiride Mâtürîdî’nin ve Nesefî’nin,…
İmam Mâtürîdî’nin Varlık Görüşü Hakkındaki Çalışmalara Dair Bir Değerlendirme
Bu çalışmada, İmam Mâtürîdî’nin (öl. 333/944) varlık görüşü hakkında bilgi içeren güncel araştırmaların değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Mâtürîdî’nin Kitâbü’t-Tevḥîd adlı eserinin varlık bölümü üzerinde yapılan çalışmalarda, onun kozmoloji düşüncesi konusunda dört farklı sonuca ulaşılmıştır. Bunlar onun “herhangi bir evren teorisini ön plana çıkarmadığı”, “atomcu”, “tabiatçı” ve “arazcı” olduğu şeklindedir. Bu çalışmanın amacı öncelikle Mâtürîdî’nin varlık görüşünü konu edinen çalışmalarda…