İslam Düşüncesinde Deizmin İzdüşümleri
Aşkın bir Tanrı inancına sahip olanlar, tanrısal eylemin sınırlarını bilme ve belirlemenin insanın idrak kapasitisini aştığı hususunda hem fikirdir. Deizm de insanoğlunun tanrısal eylemin sınırlarına dönük bir inanma ve anlama biçimi olarak tezahür etmiştir. Tanrı’dan insana ve insandan Tanrı’ya doğru bir iletişim ve etkileşimin imkânına dayanan ve ilişkinin odağında teşekkül eden dinî inanç ve pratik,…
İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin İtikadi Görüşleri
Üstüvâî el-İ‘tikād adlı bu eserinde İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerini ihtiva eden rivayetleri toplayıp bir araya getirmektedir. Bilindiği gibi Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşleri öncelikli olarak kendisine atfedilen meşhur akaid risâleleri aracılığıyla öğrenilmektedir. el-Fıkhü’l-ekber, el-Fıkhü’l-ebsat, el-Âlim ve’l-müteallim, er-Risâle ve el-Vasıyye adlarıyla şöhret bulan bu risâleler, Ebû Hanîfe’nin inanca dair düşüncelerini bize aktaran temel kaynaklar olarak…
Doğu Hanefî Geleneğinin Kayıp Kelâmcısı er-Revvâs ve Kitabü’l- İ’tikâd fî Hısâli Ehl-i Sünne Adlı Eseri
Çalışmamızın konusu olan müellifimiz er-Revvâs da Hanefî geleneğin düşüncesi doğrultusunda, mü’min kişiler için gerekli gördüğü doksan üç hasleti sıralamıştır. Bunları, Ehl-i sünnet hasletleri şeklinde isimlendirmiş ve mü’min bir kişinin inanması ya da bilmesi gereken konular olarak vermiştir. Konuları çoğunlukla delilsiz ve takrirî bir yöntemle açıklamış ve bid’at ehli saydığı fırkaların görüşlerini de aynı yöntemle eleştirmiştir….
Kelam Özgürlük Teorisi
serin meselesi din özgürlüğüdür. Kur’an-ı Kerim semavî olsun, olmasın her inanca din demiştir. O halde her inanç yaşama hakkına sahiptir. Fakat Kur’an Müslümanlara aklı kullanarak delil bulmayı tavsiye etmiştir. Akılcı olması ve delile dayanması dolayısıyladır ki İslam, Allah katında tek makbul/hak dindir. Günümüzde dinin özgürlükle icra edilmesinde en temelde iki engel bulunmaktadır. Bunlar; içtimaî hayatta karşımıza çıkan…
Kelâm’ın Teşekkülü -Bilgi, Varlık ve Tanrı-
Kelâmcılar epistemoloji, ontoloji ve teoloji alanlarına ilişkin düşünceyi inşa sürecinde “şeylerin en geneli” olan “mevcut” kavramından hareket etmek suretiyle, mevcut olan ne varsa onu kelâmın araştırma konusu haline getirerek kelâmın ontolojisini oluşturdular. Kuşkusuz varlık araştırmasını yürütmek, insanın varlık araştırmasına yönelik imkân ve sınırlarını tartışmadan gerçekleştirilemezdi. Bu nedenle onlar, “gerçekliğin ne olduğu” sorusuyla doğru orantılı bir…
Mülhatü’l-İ‘tikâd – İtikâdın Güzelliği- ve et-Terhîb an Salâti’r-Regâib -Bid’at Risâlesi-
İzzeddin b. Abdüsselâm, hayatının son on yılını Memlûkler döneminde geçirmiştir. Devrin en önemli İslam âlimi diye bilinir. Ayrıca Şeyhü’l-İslâm lakabıyla da bilinir. Yaşadığı yüzyılda siyasi iktidarların mezhep taassubunu olabildiğince ağırlaştırmalarına rağmen o, ne “mihne”lere aldırmış ve ne de şerh, ihtisâr ve haşiye yazmayı tercih etmiştir. Aksine olabildiğince özgün ve müstakil te’lif eserler vermeye gayret göstermiştir….