Makaleler

Hâricîliğin Ortaya Çıkışı ve İbâzî Anlayışında Hâricîlik Yorumu

Her ne kadar Hz. Peygamber döneminde yaşanan bir ganimet taksimi sonucunda Hâricî anlayışının ortaya çıktığı iddia edilmişse de bir fırka olarak zuhur etmeleri Sıffin savaşında olmuştur. Hz. Ali ve Muâviye arasındaki tahkim meselesinde ‘‘Hüküm ancak Allâh’ındır’’ şiarıyla şöhret kazanan bu oluşum Muaviye’nin Hz. Ali’ye karşı isyanını geride bırakacak kadar ön plana çıkmıştır. Öyle ki Sıffin…

Ehl-i Sünnet’e Göre Ölüm Sonrasında Yeniden Diriliş

Ölümden sonra yeniden diriliş ilahi dinlerin inanç esaslarından birisidir. İslam’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’de insanın kesin bir şekilde yeniden diriltileceği açık bir şekilde belirtilmiştir. Canlıyken ölüp giden bir varlık olmasının yanında ister demire ister başka varlığa dönüşsün yeniden dirilmesi kaçınılmazdır. İnsan-ların ne şeklide öldüğü, bir kabirlerinin olup olmadığı, onun yeniden dirilişine bir engel teşkil etmemektedir. İnsanın…

Pakistan’da Cemâat-i İslâmî Algısı (İslâmâbâd Örneği)

Cemâat-i İslâmî, Güney Asya’da ortaya çıkan etkili İslâmî hareketlerden biri olarak, 26 Ağustos 1941’de, Hint alt kıtasında, Seyyid Ebu’l-A’lâ Mevdûdî’nin daveti üzerine yetmiş beş kişi tarafından İslâmî dirilişi başlatmak üzere Pakistan’ın Lahor şehrinde kuruldu. Cemâat-i İslâmî’nin en büyük hedefi Pakistan’da İslâmî bir devlet kurmaktır. Cemâat-i İslâmî’ye göre din ve siyaset birbirinden ayrılmaz. Bütün çalışma ve…

Prof. Dr. Hasan Onat’ın Alevilik-Bektaşilikle İlgili Görüşlerine Dair Bir İnceleme

Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanlar din anlayışlarında farklılaştılar. Bu farklılıklar klasik dönemde mezhep ve tarikat modern dönemde cemaat adı verilen dini gruplar olarak kurumsallaştı. Türkiye’deki cemaatler büyük ölçüde tasavvufî geleneğe bağlı olarak ortaya çıkan dini gruplardır. Bu makalede önce yakın dönemde kaybettiğimiz İlahiyatçı akademisyen Prof. Dr. Hasan Onat Hocamızın tarikat ve cemaat gruplarıyla ilgili görüşleri,…

Ahmediler’de Şii Söylem: “Muharrem Ayı ve Hz. Hüseyin’in Yüce Konumu” İsimli Cuma Hutbesi Örneği

Hint coğrafyasında, İslâm çeşitli değişim ve dönüşümler geçirerek tarih sahnesindeki varlığını devam ettirmiş; farklı din söylemlerini sentezleyen pek çok yeni dini yapılanma ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Hint İslâm anlayışında, bazı Sünnî ve Şiî topluluklar metodik anlamda birbirleriyle yakınlaşmışlardır. Kimi Şiî topluluklar içerisinde, Sünnî gelenekle ilişkilendirilebilecek özellikler, kimi Sünnî topluluk içerisinde ise Şîa’yla ilişkilendirilebilecek nitelikler görülmeye…

Aklı Yerinde ve Zamanında KullanmaPerspektifinde Peygamberlerin “Fetânet” Sıfatı

Akıl ve vahiy insanlığa yol gösteren iki önemli rehberdir. İnsanlık ancak bu iki rehber sayesinde doğru yolu bulabilir. Fetânet ise işlevsel aklın zirve noktasıdır ki, bu durum peygamberlere verilmiş özel bir vasıftır. Bu vasıf, aynı zamanda aklı yerinde ve zamanında en iyi şekilde kullanma yetkinliğine sahip olma demektir. Bu, tek başına büyük bir değer ve…

Against Ptolemy? Cosmography in Early Kalām

This article explores how mutakallimun engaged with competing visions of the cosmos-traditionalist and Aristotelian-Ptolemaic-to the beginning of the sixth/ twelfth century. Drawing on works of kalam, Quran commentary, and items from other genres, I demonstrate that rationalist theologians remained divided on such questions as the shape of the earth to the end of this period….

Jamāl al-Dīn ʿAlī b. Sulaymān’s Miʿrāj al-salāma and Miṣbāḥ al-ʿirfān: Edition (with Introduction) of Two Early Witnesses to the Incorporation of Avicennian Metaphysics into Imāmī Shiite Kalām

This article provides an editio princeps of two short philosophical treatises, Miʿrāj al-salāma wa-minhāj al-karāma and Miṣbāḥ al-ʿirfān wa-miftāḥ al-bayān, by the Imāmī Shiite thinker Jamāl al-Dīn ʿAlī b. Sulaymān al-Baḥrānī (d. ca. 670/1271). ʿAlī b. Sulaymān served to link Ibn Saʿāda and Ibn Maytham, who were fellow scholars from Bahrain and ʿAlī’s teacher and student, respectively. Like them, ʿAlī…

Kelâm Düşüncesinde Antropomorfik Tanrı Tasavvurları

Kur’ân’ın ulûhiyyet konusunda üzerinde durduğu en önemli mesele şüphesiz tevhîd akidesi olmuştur. Kur’ân ilk muhataplarının zihninde bu doğrultuda bir Tanrı tasavvuru inşa ederken, ilgili ayetlerin anlaşılmasında herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Ancak İslâm düşüncesinin fetihlerle birlikte kadim kültür ve medeniyetlerle karşılaşması sonucunda dinî metinler birbirinden farklı bakış açılarıyla muhatap olmuştur. Bir tarafta dinî metinlerde geçen ve…

Şemseddin es-Semerkandî’de Lafzî Delillerin Kesinliği Problemi

Şemseddin es-Semerkandî (ö. 722/1322) kaleme aldığı eserlerle felsefe ve kelâm gelenekleri üzerinde etkili olmuştur. Bu disiplinlerin temel araştırma konularından olan dinî nasların nasıl anlaşılması gerektiği sorununu tartışan Semerkandî, Allah’a isnat edilen el ve yüz gibi haberî sıfatları yorumlarken aklî delillerin kesin bilgi ifade ettiğini, lafzî delillerin ise karine olmaksızın zan/sanı bildirdiğini öne sürmüştür. Lafzî delillerin…