Tezler

Gelenek ve modernlik arasında Şiilik. Türkiye’de kültürel ve sosyal tezahürler üzerine etnografik bir araştırma

Sosyal bir gerçeklik olarak din, insanların yaşamlarına tesir eden kompleks bir olgudur. Tarihten günümüze kadarki süreçte din bir yandan çatışma sebebi olurken, diğer yandan aynı dine inananları bir arada tutan tutkal vazifesi görmüştür. İslam tarihinde Peygamber’in vefatından sonra Müslümanlar arasında birçok kırılma yaşanmıştır. Günümüze kadar tesirini devam ettiren bu ayrılıklar, dinin yekpare bir bütün olmadığı…

Nübüvvet bağlamında deizm’in eleştirisi

Bu çalışmada Deizm’in, 18. Yüzyılda özellikle Hıristiyanlık dinine bir tepki olarak ortaya çıkışı ve geleneksel dinlerin inanç esaslarını eleştiren yaklaşımları irdelenmeye çalışılmıştır. Son dönemlerde yeniden güncel hale gelen Deizm anlayışı, akla duyulan güven, âleme müdahil olmayan Tanrı anlayışı ve savunduğu doğal din ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Modern dönemde özellikle gençler üzerinde etkisi olan Deizm, neden…

Nasranilere/Ebionitlere 11. yüzyılda Müslüman teolojide tanıklık: Kadı Abdulcabbar örneklemi

F. C. Baur başta olmak üzere Gerd Lüdemann, M. D. Goulder, Hans-Joachim Schoeps gibi birçok modern araştırmacı tarafından Ebionitler/Nasraniler cemaati, Hz. İsa’nın özgün takipçileri olduğu kabul edilmektedir. İlk olarak, F.C. Baur tarafından, Ebionitler/Nasraniler, Yahudi-Hıristiyanlar olarak adlandırılmışlardır. Bu yüzden, bu cemaat akademik çalışmalarda da daha çok bu isimle anılmaktadırlar. Öte taraftan Ebionitler, kilise tarafından ikinci yüzyıldan…

İlk dönem itikadi ve siyasi mezheplerin insan fiileri ve ihtiyar anlayışı: Mar’aşî’nin Risâle-i Münciye örneği

İnsan fiilleri üzerinde ihtiyarın etkisi ya da kulun kudret ve iradesi meselesi, kelamî düşüncenin ortaya çıktığı ilk dönemden itibaren tartışılagelen ve anlaşılması müşkil konulardan biridir. İnsanın fiilleri üzerinde, kulların bizzat kendisinin mi yoksa Allah Teâlâ’nın mı müessir olduğu yahut her ikisinin de etki ve tesirinin bulunup bulunmadığı, varsa Allah Teâlâ’nın ve kulların etki ve tesirinin…

Ayet ve hadisler bağlamında ehl-i sünnet’in şefaat anlayışı

Şefaat, Allah Teâlâ’nın izin ve rızası çerçevesinde peygamberlerin ve diğer iyi kulların, büyük günah sahibi Müslümanların bağışlanması, günahlarının affedilmesi ve cennete girmeleri için aracı olmaları olarak değerlendirilir. Şefaat inancı, tarih boyunca çeşitli şekillerde insanlar arasında yer edinmiş konulardan biridir. Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerinin inanç yapılarında var olan şefaat inancı, birçok beşeri dinin özellikle de cahiliye…

Zemahşerî’ye göre gayb ve gaybî varlıklar

Bu çalışmanın amacı; tarih boyunca insanın merakını celbeden fakat, duyu yetileriyle algılanamayan ve yüce kitabımız olan Kur’ân-ı Kerîm’inde gündeminde önemli bir yere sahip olan, gayb ve gaybî varlıklardan; melek, cin ve şeytan ile ilgili sahih bir bilgi elde etmek ve bu konuda yapılan çalışmalara katkı sunmaktır. Biz bu amaçla Mu’tezilî bir âlim olan Zemahşerî’nin “el-Minhâc…

Ebu’l-Mu’în en-Nesefî’ye göre isbat-ı tevhid delilleri

İslâm dininin insanlığa getirdiği en önemli prensibi Allah’ın birliği (tevhîd) ilkesidir. Zira islâm dininden önceki dinlerde de tevhîd ilkesi ön planda olmasına rağmen zaman içinde bu temel inanç zedelenmiş ve teslîs gibi bazı bâtıl inançlarla karıştırılmaya başlanmıştı. İslâm’a göre âlem yaratılmıştır ve bu âlemin bir var edicisi vardır. Bu çalışma âlemin yaratıcısının çok değil tek…

Ebü’l-Muîn en-Nesefî’de iman kavramı

Bu çalışmada, meşhur Mâtürîdî kelâmcısı Ebü’l-Muîn en-Nesefî’nin iman kavramı ile ilgili etimolojik ve teolojik yaklaşımları incelenmiş ve onun tarafından geliştirilen iman nazariyesinin neredeyse hiçbir kelamcının eserinde göremeyeceğimiz kadar çok şümüllü, sistematik ve özgün olduğu ortaya konulmuştur. Bu amacın gerçekleşmesi adına araştırmanın birinci bölümünde, iman sözcüğü ile doğrudan veya dolaylı olarak ilişkilendirilen bazı kavramların tahlili yapılmıştır….

İbnü’l-Melahimi’de lutuf teorisi

Kulu iman etmeye yönlendiren, isyan etmesini engellemeye sevk eden motiv olarak ifade edilen lutuf, Allah’ın bütün fiillerinin hasen olmasının ve kabih bir fiil yaratmamasının bir gereği olarak ortaya konmuştur. Lutuf teorisinin bilhassa sistem içerisinde önemli bir yer edinmesinin sebebi de budur. Zira lutuf, âlemde meydana gelen ve insanları derinden yaralayan acıların, ölümlerin ve kötülüklerin bir…

Konyalı Mehmed Vehbi Efendi’nin nübüvvet anlayışı

Mehmed Vehbi Efendi (1861-1949) Osmanlı’nın son dönemine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına şahit olmuş, medreselerde hocalık yapmış, Kelâm, Tefsir ve Hadis alanında eser telifinde bulunmuş, fikir ve siyaset adamıdır. Vehbi Efendi’nin yaşadığı dönem siyasi anlamda çalkantılı bir dönemdir. Kendisi bu dönemde önemli görevler üstlenmiş olmasına rağmen ilmî yönünü de ihmâl etmemiş farklı alanlarda eser telifinde…