Kendini Sınırlayan Tanrı Tasavvurunun İmkânı ve Mu‘tezile
İnsanın özgür iradesinin ispatı problemine yönelik çözüm denemelerinden biri Tanrı’nın kendisini gönüllü olarak sınırlaması anlamına gelen ilahi kendini sınırlama (divine self-limitation) yaklaşımıdır. Yahudi ve Hıristiyan teolojilerinde görülen bu perspektifle modern dönemde Süreç ve Kuantum felsefelerinde karşılaşılır. Bu çalışmada ilgili düşünce biçimi, Mu‘tezilî bilincin düşünce biçimiyle kıyaslanmıştır. Öncelikle Tanrı’nın kendini sınırlamasının imkânı, sınır teorisi varsayımıyla sorgulanmıştır….
Ontoloji-Epistemoloji İlişkisinde Uzlaştırmacı Bir Kavram Önerisi: Şemseddin es-Semerkandî’de İtibârî Vücûdî Mâhiyet
Hanefî-Mâtürîdî kelâm geleneğinde felsefî kelâm yöntemini benimseyen ilk âlim olan Şemseddin es-Semerkandî, kelâm, mantık, matematik, astronomi, tefsir, âdâb ve münâzara gibi çeşitli alanlarda eserler vererek kendisini aklî ve naklî ilimlerde kanıtlamış önemli bir Türk-İslâm düşünürüdür. Sisteminin merkezine mantık ilmini yerleştiren Semerkandî, ileri sürülen her görüş ve delili mantıksal analiz etmiş ve hakikate ulaşmayı amaçlamıştır. Onun…
Mümkün En İyi Dünya ve Kötülük
Mutlak sıfatlara sahip bir varlığın yaratacağı bir dünyada kötülüğün bulunmayacağı, ancak mevcut dünyada sayısız kötülük bulunduğu düşüncesi temelinde Tanrı’nın varlığına karşı çeşitli argümanlar ileri sürülmüştür. Bu çalışmada her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve mutlak iyi bir Tanrı’nın yaratacağı dünyanın mümkün en mükemmel dünya olması gerektiği, buna karşın mev-cut dünyanın çok miktarda kötülük içermesinden…
Kötülük Problemi: Mutezilî Düşüncenin Saadia Gaon’a Etkisi
Âlemde var olan kötülük, her şeye kadir, her şeyi bilen ve mutlak iyi bir Tanrı’nın varlığı ile uzlaştırılabilir mi? Bu problem gerek Tanrı’ya inanan gerekse inanmayan pek çok insanın zihnini meşgul etmiştir. Kötülük sorunu tarihsel olarak Grek düşünür Epiküros’a dayandırılmaktadır. Epiküros’a göre mutlak manada kadir ve iyi olan bir varlık ile alemdeki kötülüğün varlığı çelişki-lidir….
İbn Teymiyye’nin Tanrı Tasavvuru Bağlamında Fıtrat Delili
İbn Teymiyye (ö.1328), İslam düşünce sistemi ve ona etki eden konular üzerinde etraflıca tartıştıktan sonra, başta kendi oluşturduğu düşünce kalıpları üzerinden bir yapılanma ve eleştiride bulunur. Tarihi süreç içerisinde ortaya çıkmış olan ekollerin ve âlimlerin görüş ve sistemlerini ayrıntılı bir şekilde tahlil eder ve bunlara yöneltilen eleştirileri kendinde toplayarak kendi görüşlerini ortaya koymaya çalışır. İbn…
Gazzâlî’nin Allah’ın Sıfatları Teorisi
Bu çalışma Ebu Hamid Gazzâlî‘nin ilâhî sıfatlar konusunda görüşlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu konu temelde tanrı-âlem ilişkisine dairdir. Dolayısıyla çalışma Gazzâlî’nin hem ilâhî sıfatlar konusundaki görüşlerini ortaya koyar. Gazzâlî, İslami ilimlerin hemen her alanında eser veren üretken bir XII. Yüzyıl âlimidir. O bilinirliği oranında da hem çağdaşlarını hem de sonraki yüzyılları etkilemiştir. Eser şemasına bakıldığında,…
Hüsün -Kubuh Tartışmaları Bağlamında Tanrı’nın Mutlak İyiliğinin Kötülüğün Ontolojik Mâhiyeti ile İlişkisi
Kötülük probleminde üzerinde durulan önemli argümanların başında mutlak iyi Tanrı tasavvurunun, kötülüğün varlığı ile bağdaşmayacağı hususudur. Bu çalışmada günümüzde hala etkinliğini ve güncelliğini koruyan kötülük probleminde ortaya konulan mutlak iyi Tanrı tasavvurunun, kötülüğün ontolojik mâhiyeti ile ilişkisi irdelenmektedir. Çalışmada kötülüğün ontolojik olarak mutlak iyi Tanrı kavramıyla uyuşmadığı ön kabulünden hareket edilmiştir. Her ne kadar kötülük…
Tanrı’nın Sesi Vicdan ve Hakikate Ulaşmanın Muharrik Gücü Olarak Havâtır Kavramı
Tanrı’nın varlığı ve insanla ilişkisi gündeme geldiğinde O’nun varlığını kabul etsin veya etmesin her insan şayet varsa ve mümkünse bir şekilde Tanrı ile bağ kurma, O’nunla iletişime geçme arzusunu taşır. Çünkü yapısı gereği insan, varlığını bilip de görmediği ya da var olup olamayacağını düşündüğü şeylere yönelik olarak karşı konulamaz bir merak duygusu besler. Halbuki ilâhî…
Modernite ve Ataizm ile Ateizm Arasında Sıkışan Gençliğin İnanç Krizi Sorunu
Modern dünyanın en önemli sorunlarından birisi hiç şüphesiz sonraki nesilleri oluşturacak olan gençliğin yaşamış olduğu inanç krizidir. Bu krizin temelinde yatan en önemli nedenlerden birisi sunulan dini düşünce ve Tanrı tasavvurunun onların zihin dünyasında bir karşılık bulmaması diğeri ise Tanrı’nın reddedilmesiyle toplumda veya birey üzerinde onun etki ve işlevini yerine getirecek, daha doğrusu onun ölümüyle…
Materyalizmin Din ve Tanrı Tasavvuruna Yönelik Filibeli Ahmet Hilmi’nin Getirdiği Eleştiriler
Bu çalışmada materyalizmin tarihsel süreç içerisinde madde üzerinden din ve tanrı anlayışı tespit edilerek, bu anlayışa karşılık Yeni İlm-i Kelâm dönemi kelamcılarından biri olan Filibeli Ahmed Hilmi’nin (öl. 1914) karşı görüşleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak materyalizmin kısa bir tarihine değinilmiş ve ardından Filibeli’nin görüşleri verilmiştir. Materyalizm, İlkçağ döneminden itibaren düşünce hayatında kendine…
- 1
- 2