Five Imāmī Credal Texts Written during the Transition from the Bahshamiyya to the School of Abū l-Ḥusayn al-Baṣrī: Editio Princeps and Introduction
This paper provides critical editions of five unstudied Imāmī credal texts written between the late fifth/eleventh and early seventh/thirteenth centuries. The paper begins with an account of the importance of this period, as it witnessed the beginning of a pivotal turn in Imāmī thought from Bahshamite viewpoints to those of Abū l-Ḥusayn al-Baṣrī. The historical…
İsbât-ı Vâcibe Giden Yolda Delillerin Telfîki Devvânî ve Ahmed Nûri Örnekleri
İslâm inanç sisteminin en temel konusu ve gayesi şüphesiz marifetullah (Allah’ın bilinmesi) mevzuudur. Bu konuda yapılan çalışmalar literatürde daha çok isbât-ı vâcib olarak isimlendirilmekte, kelâm, felsefe ve tasavvuf ekollerinin her biri için en kıymetli mesai olarak kabul edilmektedir. Kelâm ekolleri daha çok İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) etkisiyle Fahreddin Râzî (ö. 606/1210) sonrası yoğun olarak bu…
Şemseddin es-Semerkandî’ye Göre Ontolojik Baskınlık (et-Teraccuh) ve Ontolojik Evleviyet
Bu makale İbn Sînâ’nın Tanrı’nın varlığına dair delilinin “mümkünün iki ucundan biri ötekine bir sebeple baskın gelir” şeklindeki büyük öncülü etrafında klasik dönemde yürütülen tartışmalara odaklanmaktadır. Makalede öncelikle İbn Sînâ’nın yaklaşımıyla yeter sebep ilkesi ve imkânın tanımı ardından Fahreddin er-Râzî ve Şemsüddin es-Semerkandî’nin yaklaşımıyla ontolojik baskınlık (et-teraccuh, er-ruchân) meselesi ele alındı. Bu bağlamda baskınlığın imkân sınırında…
Apprehension and Existence, Appearance and Reality: The Reception of Nafs al-amr Debates after the 13th Century
The structure of human cognition and the means of apprehension is suitable only for partly and gradually conceiving reality. This limitation has led to a certain distance between appearance and reality. This means that there will always be a gap between the judgments of the mind about the external world and its contents, which are…
Bâkıllânî’nin Nübüvveti Ispat Noktasında Berâhime’nin Eleştirilerine Verdiği Cevaplar
İslâm itikâdında nübüvvet konusu en önemli meselelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak kelâmcılar bu konuyu imkân, lüzum, olgu ve ıspat noktasında ele alarak değerlendirmişlerdir. Buna göre Yüce Allah’ın nübüvvetin imkânı noktasında insanlara peygamber göndermesi aklen mümkün müdür, eğer mümkün ise bu nasıl gerçekleşmiştir gibi konular esas noktayı oluşturmaktadır. Nübüvvetin lüzumu konusunda ise tarih boyunca…
Mu’tezile Ekolünü Belâgata Sevk Eden Muhtemel Faktörler
Mu‘tezile ekolü, İslâmî fetih hareketi ile birlikte karşılaşılan farklı din ve kültürlere mensup insanların, itikâdî ve fikrî alanlarda İslam ve Müslümanlara yönelttikleri eleştirilere cevap verebilmek amacıyla büyük bir gayretin içerisine girmiştir. Bu bağlamda mu‘tezilî âlimler, naklî ve aklî deliller ışığında söz konusu insanların ortaya attıkları argümanları çürütmeye çalışmışlardır. Bu alanda birçok ilmi disiplinden yardım almaları…
İslam Kelâmı’nda Bir Tartışma Alanı Olarak Teorik Ahlâk: Cüveynî’nin El-İrşâd Adlı Eseri Üzerinden Bir İnceleme
Mütekaddimîn dönemi kelâm eserlerinde hüsün-kubuh ya da ta‘dîl-tecvîr gibi başlıklar altında ahlâka ilişkin teorik tartışmalar yapılmış ve bu tartışmalarla birlikte birbirinden oldukça farklı ahlâk teorileri ortaya çıkmıştır. Mu‘tezile ekolü varlık ve bilgi anlayışları ile paralel bir biçimde ahlâkın kaynağı, ahlâkî bilginin temelleri ve Tanrı-ahlâk ilişkisi gibi meseleleri rasyonel bir zeminde incelemeye çalışmıştır. Buna karşılık Eş‘arî…
Risalet Misyonunun Sürekliliği Söylemi Bağlamında Şia’da İmamet
Hz. Peygamber’in vefatı akabinde vuku bulan hadiselerin ardından ortaya çıkan temel problemlerden birisi hilafet/İmamettir. Ehl-i Sünnet başta olmak üzere Şii olmayan mezhepler, her ne kadar dini anlamda özel önem atfetseler de nihayetinde onu beşerî bir görev/kurum olarak görmektedirler. Oysa İmamiyye Şiası, hilafet ve imamet kavramlarını birbirinden ayırmakta; hilafeti beşerî bir kurum olarak görüp saltanatla özdeşleştirirken…
20. Asırdan Günümüze Usûlî İmâmiyye-Nusayriyye İlişkisi
Usûliyye ile Nusayriyye, on iki imamcı İmâmiyye Şîası’nın iki ayrı koludur. Bu iki kol arasındaki ilişkinin 4./10. asrın sonlarından 14./20. asrın ikinci çeyreğine uzanan yaklaşık bin yıllık zaman diliminde neredeyse tamamen koptuğu gözlenmektedir. İlişkinin kopma noktasına varması, Nusayriyye’nin iç ve dış dinamiklere bağlı olarak dinî, kültürel ve siyasî alanlarda yaşadığı trajik gerilemeyle yakından alakalıdır. Nusayriyye,…
İbnü’l-Arabî’nin Kelam Eleştirisi
İbnü’l-Arabî’nin kelam ilmine bakışı genel anlamda menfidir. İbnü’l-Arabî’de bu bakışı şekillendiren ve belirleyen husus ise insanın hakikatle olan ilişkisidir. Sûfî kimliğiyle öne çıkan İbnü’l-Arabî’nin kelam eleştirisini belirleyen zemin de doğal olarak kendine özgü bir teoriyle beslediği bu tasavvufî zemindir. Ona göre insan hakikat yoluna ancak hâl, keşf ve müşâhede gibi yollarla, Allah tarafından (ledün) kendisine…